Tekrar sormak gerekiyor;

Niçin bilgisayar icad olununca grafikerlik yerlerde sürünür oldu? Niçin bilgisayar gelince grafik işler kalitesiz olmaya başladı? Oysa bilgisayar gelince kalitenin de artması gerekmez miydi?

Faruk Çağla

30 Ekim 2009, 01:40 ·

————————————————

Çünkü toplumumuzda teknolojinin hayati kolaylastirdigini ve “bir tıkla”herseyin daha kolay oldugu inancı yaygin. Hatta toplumumuzun cahil diyebileceğim bir kısmı ki bunların arasında is sahibi patronlar da dahil , teknolojiyi dogru kullanmayı bilmiyor.teknoloji hayatı kolaylastırdığı olcude zorlastırır da.bu bir paradokstur ve bunu bilen bilir.bilmeyen de bildigini sanır.:)

Ayrıca ikinci bir husus ise programları bir çırpıda ögrettigini iddia eden kurslar ise bu isi rant yapmis durumda.insanlari kandiriyorlar sirf paralarini alabilmek için.hersey bir uydurma.bunun arkasından gidenler ise burdan cekinmeden aptal diyebilecegim bir insan grubu. okadar parası varsa okusun daha iyi.ama yok kısa zamanda ogrenip yaparım herkesten de iyi olurum saplantısı var.ama yanlıs.bir iste usta olmak için egitim ve calismak sart.eskiden egitim kurumlarında olmasa da bir usta çırak geleneği varmıs.bu da eğitimn bir parcası.hatta en onemlisi.simdi o da pek yok.

ayrıca koyunde toprağnı satıp sehirde plazada is kuran , kendini gelistirmekten yoksun ve size müsteri olan zihniyette yeterli bir eğitime ve bakıs acısına sahip olmazsa.bu piyasa iyice kalitesizlesir.arz talep meselesi.iyi,dogru kaliteli,estetik bir calısma nedir ve nasil yapılırı bilmeyen insanlar cok.bilmeyene de bu is soyle yapılır deseniz inanır.karsılastıracağı ornegi gormemis ve arastırmamıstır(bu nedenle aptal demistim zaten)

kandırmak cok kolaydır.bu bir kısır dongu bence.

bu isini ustaları ne dusunur bilmem ama ne yapılması gerekiyor diye dusundugumuz zaman, bu isi çapulculara bırakmamak için bu sanata sahip cıkmak gerekmeli gibi bir sonuc cıkarabilirz.

Ebru Ayan

30 Ekim 2009, 01:53 ·

—————————————————

Her yeni teknoloji çıktığında, o teknolojiye sahip olamayanlar, onu kullanamayanlar geride kalır ve bunun zararını çeker. Tüfek (bilgisayar) icad oldu mertlik bozuldu demek aslında iki tarafı keskin bir bıçaktır.

Birinci tarafı doğru görünüp de doğru olmayan tarafı, ikincisi gerçekten doğru olduğu anlaşılamayan ama gerçekten doğru olan tarafıdır. Köroğlu bir kahramandır, göğüs göğüse, kılıç kılıca ve bilek bileğe girdiği her kavgayı kazanır. Onu kılıçla, mızrakla, okla, hançerle, yumrukla, tekmeyle, tokatla yenmek neredeyse imkansızdır. Ama tüfek icad olununca uzaktan atılan misket şeklindeki demir leblebi, yani kurşun, yani mermi onu yere serince tüfek icad oldu mertlik bozuldu denilmiştir.

Oysa bilgisayar; mertliği bozan bir hile aracı mıdır? Yani tüfek, mertliği bozmuş ise bilgisayar da tasarımı ve tasarımcıları mı bozmuştur? Buna evet dersek bilgisayarın tasarıma yaptığı katkıları inkar etmiş oluruz. Sadece kılıç kullanmasını bilen babayiğit savaşçılar için tüfek mertliği bozan bir şeytan icadıdır ama, sadece fırça ve kalem kullanmasını bilen tasarımcılar için bilgisayar TASARIMCININ MERTLİĞİNİ (ustalığını) bozan bir şeytan icadı değildir.

Eğer; bilgisayar çıktı mertlik bozuldu dersek, TASARIMI BİLGİSAYAR YAPIYOR diyenlerin ekmeğine yağ sürmüş oluruz. Bu bakımdan aradaki ince farka çok dikkat edelim lütfen.

Benim bu gruptaki tüm yazılarımı okumak zahmetinde bulunanlar benim “batıda usta tasarımcıların elinde bilgisayar çok önemli bir tasarım aracı haline gelmiş ve onların gücüne güç katmıştır. Ama bizde; bilgisayar cahillerin elinde korkunç bir güç olarak gerçek tasarımcıları yok eden ve grafik tasarımı geliştirici değil, grafik kirliliği yaratıcı bir terör aracı haline gelmiştir.” dediğimi okumuşlardır.

Okumayanlar, bilgisayar icad oldu MERTLİK (TASARIM) bozuldu diyorlar ve doğru konuşayım derken yanlış konuşuyorlar.

Oysa doğrusu “Cahilin eline bilgisayar verildi, TASARIM bozuldu” olmalıdır, çünkü aynı bilgisayar; cahil olmayan tasarımcının elinde TASARIMI BOZMAZ, aksine GELİŞTİRİR. Siz kılıcı cahilin eline verirseniz önüne geleni doğrar. Otomatik tüfeği de bir manyağın eline verirseniz önüne geleni kalbura çevirir. İşte bu noktada silah kullanma ruhsatı ve eğitimi denilen bir SERTİFİKA ve DİPLOMA gündeme gelmelidir.

Silah ruhsatı da çeşit çeşittir. Evde bulundurma ruhsatı başkadır, üzerinde taşıma ruhsatı ayrıdır. Sıradan vatandaşa silah taşıma ruhsatı diye kalaşnikof taşıma ruhsatı verilmez.

Türkiyede YAPILAN VAHİM HATA ŞUDUR; PROGRAM KURSU BİTİRENLERE VERİLEN PROGRAM SERTİFİKASI, GRAFİK TASARIMCI SERTİFİKASI ŞEKLİNDE DEĞERLENDİRİLMİŞTİR.

Böylece “Program biliyorum, öyleyse tasarımcıyım” yanılgısı ADETA KÖRÜKLENMİŞ ve BESLENMİŞ, TEŞVİK EDİLMİŞTİR.

Kurslar; “bu kişi tasarım eğitimi almamış fakat tasarımda kullanılan program eğitimleri almıştır. Bu kişi grafik operatörü unvanı ile bir grafik tasarım ofisi veya ajansında grafik tasarımcı yanında ve yönetiminde başarıyla çalışabilir” ifadesinin yazılı olduğu bir diploma, bir sertifika verseydi, BU KAOS, BU KİRLİLİK OLUR MUYDU?

DEMEK Kİ O GARİBANLARIN SUÇU YOK, DEMEK Kİ BALIK BAŞTAN KOKUYOR!!!

Bizim devlet, her aklına esen kişinin bilgisayarda tasarım yapmasına izin verirse ve bunu bir kurala, bir sertifikaya, bir eğitime, bir diplomaya KISACA BİR DİSİPLİNE BAĞLAMAZSA OLACAĞI BUDUR. Tüfeği kapan anasını da vurur babasını da. Burada SUÇ TÜFEKTE (BİLGİSAYARDA) değil, DEVLETTEDİR.

Bizde bir söz vardır ALET İŞLER EL ÖĞÜNÜR. Bilgisayar işleyince adam kendini grafiker sanıyorsa ve Devlet, üniversiteler, dershaneler buna göz yumup hatta teşvik ediyorsa, bu kez bizim kültürümüzde olan öteki sözü hatırlatmak isterim; “ELİ GÖRMEYEN, YAZIYI KALEM YAZDI SANIR” Demek ki hüner bilgisayarda değil, insandadır. Bilgisayar alettir ve alete insan yön verir. Siz tüfekle önünüze geleni de katledebilirsiniz, size saldıran vahşi bir hayvanı da vurabilirsiniz. Yanlış kullanırsanız kendinizi de vurabilirsiniz. Bu kural bıçak için de, otomobil için de, kısaca yeni teknoloji ürünü olan her şey için, nükleer enerji için de böyledir.

Ben bilgisayarda tasarım yapmasını bilmez iken, bilgisayar kullanmasını öğrenmezsem teknolojiye ayak uyduramam, uyduramazsam da aç kalırım demiştim, çünkü o günlerde ömrümde hiç yaşamadığım derecede işsizlikler yaşamaya başlamıştım. Sonra ne oldu dersiniz? Bilgisayarda tasarım yapmaya başladım ama yine işsiz kaldım. Epey müddet buna anlam veremedim.

Sonra sandım ki benim ekmeğimi benden kötü tasarım yapıp benden çok ucuza ücrete razı olan gariban macintosh işçileri çalıyor. Bir süre buna inandım. Sonra gerçeğin bu olmadığını farkettim, bu garibanların eline silah verip onları silahşör gibi savaştıran komutanlar var asıl suç onlarda, dedim ve bu gerçeği zor da olsa gördüm. Hiç tasarım eğitimi almamışları topluyorlar ellerine bilgisayarı veriyorlar hadi sen tasarımcısın deyip müşterinin önüne koyuyorlar, müşteri ne derse onu yap bakiim göriim seni diyorlar. Asıl şeytan bu kuklaların iplerini ellerinde tutanlar, ama biz yanlış yere bu kuklalara düşman oluyoruz, bunu fark ettim.

Bunu da her defasında bu grupta (facebook’ta) yazdım ama demek ki okumuyorsunuz.
Bu şeytanlar grafikeri grafikere kırdırıyor ve grafik tasarımı ucuzlatarak EKİP ÇALIŞMASINI YOK EDİYOR, art direktörü ve grafik tasarımcıyı ortadan kaldırarak mac operatörünü grafiker, müşteriyi de art direktör haline getiriyor. Burada SUÇ TÜFEKTE DEĞİL, TÜFEĞİ eğitimli askerin eline vermeyip düzenli ordu yaratmanın maliyetine katlanmayıp çapulculardan ordu yaratmak isteyen bozguncularındır.

Bu bakımdan TGDD eğer kurulursa mac operatörleri kardeşlerimizi düşman olarak görmeyecek ve onları meslek içi eğitimlerle tasarımcı haline getirecektir. Düşman olarak bataklıkta sivrisinek üretir gibi bilgisayar amelesi üretip onlara tasarımcı ünvanı veren ve devleti de kandırıp devletle işbirliği yapmış haksız kazanç elde etmek amacıyla tasarımcılarla haksız rekabete giren menfaatçi güçlerle mücadele edecektir.

Ben bu güçlere grafik tasarım mafyası diyorum.

Bunlar içinde sadece bilgisayar programcılığı eğitimi aldığı halde kendisini tasarımcı olarak görüp web tasarım yaptığını iddia eden ve tasarımın T sini bilmeyen teknik adamlar olduğu gibi, ressamlık eğitimi alıp grafiğin G sini bilmeyip sadece illüstratör (bezeyici-resimleyici) olduğu halde kendisine Grafik Tasarımcı unvanını verenler de vardır.

Bunların içinde sadece program dersleri verdiği halde kendisine kreatif tasarımcı unvanı verenler de vardır.
Bunların içinde sadece program öğrettikleri halde tasarımcı yetiştiriyoruz yalanları ile gençleri kandıran belediyelerin meslek edindirme kursları ve dershaneler de vardır.
Bunların içinde piyasaya uygun olmayan grafiker adayı yetiştiren devlet ve özel üniversitelerinin yöneticileri de vardır. O yüzden bunların verdiği diplomalar piyasada rağbet görmüyor.
Bunların içinde cahil gençleri grafik tasarımcı diye müşterinin önüne koyup o gencin yaptığı acayip şeyler sayesinde matbaa makinesinde iş basıp para kazanan grafik tasarım katili matbaacılar da vardır.

Bütün bunların sebebi bilgisayar değildir, bilgisayar; aydın, entelektüel, modern, ileri görüşlü insanların elinde uygarlığa ve iyi tasarıma hizmet eder. Bilgisayar, cehaletin elindedir. Problem buradadır. Cahillik türetildi, üretildi ve yaygınlaştırıldı mertlik (tasarım) bu nedenle bozuldu.

Program bilmek, tasarım bilmekten üstün hale getirilmiştir. Bu ÇOK BÜYÜK BİR YANLIŞTIR.

Tüfek konusuna dönersek; uzaktan ateş ederek hedefi vurabilirsiniz ama, savaşı her zaman keskin nişancılar kazanmaz.

Öyle olsaydı tüfeğin ucunda SÜNGÜ OLMAZDI. Kimse üzülmesin, zafer yine süngünün ucundadır ve MERTLİK YİNE GÖĞÜS GÖĞÜSE SAVAŞTA BELLİ olur.

Rahmetli Mengü Ertel mezarından çıksa gelse, hiç bilgisayar bilmediği halde bir mac operatörünün yanına otursa, o operatörün yanına oturan müşteriden çok daha güzel tasarımlar yaptırır. Çünkü tasarım bilmektedir. O mac operatörü tek başına aylarca beyaz monitöre baksa bilgisayar kendiliğinden tasarım üretmez.

Elbette ideal olan, yeni Mengü Ertellerin bilgisayar kullanarak müthiş tasarımlar yapmalarıdır. TÜRKİYEDE özellikle BUNUN ÖNÜ TIKANMAKTADIR. TGDD kurulursa bunun önünü açmaya çalışacaktır.

Nilay Lale Yılmaz bilgisayar bilmiyorsa tasarımcı değil diyorlarsa, bir mac operatörü tasarım bilmediği halde tasarımcı sanılıyorsa İŞTE çarpıklık buradadır. Her tabanca taşıyan attığını vuramaz. Nasıl ki her gördüğün sakallı baban değilse, bilgisayarın önüne her oturan da tasarımcı değildir.

TGDD kurulduğunda kimin ne olduğu netleşecektir. Kurtuluş NETLİKTEDİR. Ak koyun kara koyun ayrılırsa hangi kavurmanın daha lezzetli olduğu ve kavurma fiyatları belli olacaktır. İnsanlar ne yediğini bilmelidirler. Hastabakıcıya doktor önlüğü, arzuhalciye avukat cübbesi, inşaat kalfasına mühendis şapkası giydirilmemelidir. MERTLİK BUDUR, gerisi SAHTEKARLIKTIR, NAMERTLİKTİR.

Faruk ÇAĞLA