1- 2008’den bu güne;
Kendisine meslek kuruluşu diyen bir grafiker derneği 30 yıldır faaliyetlerini sürdürmekte, başarılı grafikerlere “kristal elma ödülleri” vermekte, fiyat tarifeleri yayınlamakta ve mahkemelerde bilirkişilik yapmaktadır. 30 yıldır kendi çapında gördüğü boşlukları dolduran kimsenin inkar edemeyeceği olumlu işler yapan bu dernek hakkında, grafikerlerin tümünü kucaklamadığı, dar ve elit bir çevrede sınırlı kaldığı ve grafikerlerin tüm sorunlarına çözüm üretmediği şeklinde eleştiriler yapılmaktadır.
Ekonomik kriz bahanesiyle; bir grafikerden 10 program bilmesi ve 3 kişilik iş yapması istenip, grafikerler iyice ezilmeye başladığında bu derneği yetersiz görenler tarafından, daha geniş grafiker kitlesine yönelik birlik beraberlik ve dayanışma arayışlarına girilerek 2008 yılında; grafikerlerin BİRLİK olma düşüncesiyle Grafikerler Meslek Birliği düşüncesi ortaya atılmıştır.
Grafikerler ezilmesin, birlik olsun, birlikten kuvvet doğar denilirken, birlik kavramı GENEL BİR BİRLİK OLMAKTAN ÇIKARILMIŞ, Meslek Birliği kavramıyla Kültür Bakanlığına bağlı ve sadece telif eser sahibi grafikerin telif haklarını savunan TELİF HAKKI BİRLİĞİ gibi bir hedefe yöneltilmiştir.
Bu hedefi koyanlar; grafikerleri sinema ve müzik eseri sahipleri meslek birliği modeline uygun bir çatı altında toplamak istemişler, nasıl bir film veya bir şarkı sürekli yayınlandığında yapımcısına sürekli para kazandırıyorsa, bir broşür veya logonun da grafikere öyle gelir getirmesi gerektiğini düşünerek çok çeşitli ve karmaşık grafiker sorunlarını sadece Fikir ve Sanat Eseri Kanunundaki (FSEK) telif hakları noktasına indirgemişlerdir. Telif hakkı konusuna büyük önem verip; grafikerin maaşını zamanında alma hakkı, fazla mesai hakkı, insanca çalışma ve yaşama hakkı, mesleğin onurunu koruma hakkı, meslekte ilerleme hakkı gibi haklar üzerinde durulmayınca, bazı sürtüşmeler yaşanmış, “ben bilirim sen bilmezsin” tavırlarına girilip soru sormak ve demokratik tartışma yapmak hoş karşılanmayınca bölünmeler olmuştur.
Grafikeri istismar eden sistem ve anlayış hedef alınması gerekirken, sistemle uğraşmak yerine grafikerler kendi içlerinde kişisel kavgalar ederek bu meslek birliği girişimi BİRLİK yerine BÖLÜNMEK noktasına getirilmiş ve başarısız olunmuştur.
Bu olumsuz gelişmelerle grafikerlerin bir çatı altında toplanması sallantıda kalmıştır.
Gün geçtikçe; Grafikerlerin bölünmesi, parçalanması ve ezilmesi kolay lokma olması hızlanmaktadır.
Tüm Grafikerler Dayanışma Derneği derhal kurulmalıdır.
2- Niçin Dernek? Niçin Birlik değil, Sendika değil, Meslek Odası değil?
Grafikerlerin hepsi kendilerini grafik sanatçısı ve sanat eseri sahibi olarak görmemekte, görse bile Kültür Bakanlığı’nın iznine bağımlı olacak ve sadece sanat eseri sahipliği temeli üzerine kurulacak bir Telif Hakkı Meslek Birliği çatısı altında birleşmeye sıcak bakmamaktadırlar.
Grafikerlerin büyük bir çoğunluğu grafik zanaatçısı, grafik emekçisi ve grafik işçisidir. Ama sendikalı değillerdir.
Grafikerlerin bir kısmı ise serbest olarak ya esnaf, ya da patron olarak çalışmaktadır ve onların da meslek odası yoktur. Matbaacı gibi, emlakçi gibi vergi mükellefidir ama yine dayanışma içinde değillerdir.
Bir kısım grafiker ise Free-Lance dediğimiz parça başı iş yapmakta ve evlerini home-office tarzında kullanmaktadır. Ekonomik krizle birlikte böyle çalışanlar çoğalmıştır. Bunlar da birlik, beraberlik ve dayanışma içinde değillerdir.
Grafikerlerin birleşmesi, grafikerler üzerinden rant elde edenlerin işine gelmemektedir, onlar grafikerler bölünsün, birbirine düşsün, aralarında kavga ve düşmanlık olsun istemektedirler. Bu yüzden alaylı grafiker-mektepli grafiker çatışması onların işine yaramaktadır ve onlar bilinçsiz-kültürsüz grafiker istemektedirler. Onlar grafikerler bölünsün, güçsüzleşsin istemektedirler.
Bu bölücülerin ekmeğine yağ sürenler de DERNEK dışında çözüm aramaktadır, oysa dernek çok daha kucaklayıcı, ayrılıkları giderici ve birleştirici olacaktır.
Bölücülük yapıldığı şuradan bellidir; Dernek çözüm değildir diyorlar bu bir, dernek dışında sendikalı olun, meslek odası kurun, meslek birliği kurun, yani aklınıza gelen her türlü grafiker örgütlenme biçimleri altında bölünün, parçalanın yeter ki tek yumruk, tek ses, tek nefes olmayın diyorlar bu iki…
Yani grafikerlere örgütlenin derken “parçalanın” diyorlar, birlik olun derken “bölünün” diyorlar.
Dernek statüsünde olan sivil toplum kuruluşlarının yaptırım gücü olmadığından ve 30 yıldır mevcut olan bir grafiker kuruluşunun bu nedenle grafiker haklarını savunamadığından söz ediyorlar…
Oysa bu tümüyle yöneticilerin yönetim şeklinden kaynaklanmaktadır. Aynı statüde bir başka derneğin kurulmasına yasal engel olmadığı gibi, bir derneğin başaramadığını diğeri pek ala başarabilir.
TÜSİAD diye Türk İş Adamları Derneği vardır, bu da dernektir ve çok etkilidir. Aynı şekilde MÜSİAD kurulmuştur, bu da çok etkili bir dernek olmuştur. Tüketiciler Derneği kurulmuştur, Şehit Aileleri Derneği kurulmuştur. Demek ki “Dernek etkili olmaz” demek yanlıştır. Bu gibi ifadeler grafikerlerin birleşmesine hizmet etmeyen bölücü sözlerdir.
3- Grafikerlerin Başlıca Sorunları;
Bu gün grafikerlerin en büyük sorunu haklarının yenmiş/gasp edilmiş ve edilmekte olmasıdır. Her gün çeşitli internet forumlarda bunun şikâyetlerine rastlamaktayız.
Grafikerler sorunlarını teker teker tespit edip sınıflandırma yapmak yerine, kişisel feryatlar ve düzensiz söylenmeler şeklinde hatta bazen birbirlerine de düşman olarak çözümsüz tepkiler göstermektedirler.
Grafikerlik mesleği çok geniş bir alanı kapsadığından, çeşitli grafikerlik tipleri ve uzmanlık alanları mevcuttur.
Grafikerlerin sorunları, Grafiker uzmanlık alanına göre şöyle özetlenebilir;
1-Kendilerini sanatçı gören grafikerlerin Fikir ve Sanat Eseri hakları gasp edilmektedir. Bu konuda Telif Hakları ve Fikir-Sanat Eseri Kanunu çok iyi bilinmelidir.
2-Kendilerini zanaatçı ve grafik işçisi olarak görenlerin çalışma saatleri, ücretleri ve fazla mesaileri, sigorta hakları gasp edilmektedir. Bu konuda iş kanunu, çalışma yasası, basın kanunu, matbaa çalışanlarını ilgilendiren kanun maddeleri, bilgisayar kullanan büro işçisi ve teknik personelin yasal hakları, sosyal güvenlik kanunu gibi konular çok iyi bilinmelidir.
3-Kendisini hem sanatçı hem zanaatçı gören ve Free-Lance çalışan grafikerin 1 ve 2 no lu maddelerdeki hem Fikir ve Sanat hakları hem de çalışma ve ticaret yasası ile ilgili hakları bazen kısmen, bazen de bir bütün olarak gasp edilmektedir. Bu konuda da 1 ve 2 no.lu maddelerde sözü geçen yasaları iyi bilmek gereklidir.
Ayrıca; Free-Lance çalışan grafikerlerin vergi mükellefi olup olmamaları, yaptığı iş karşılığında fatura mı, gelir makbuzu mu keseceği, fikir işçisi veya sanatçı sayıldıkları zaman ne gibi vergilendirmeye tabi tutulacakları, ne kadar gelirinin vergiden muaf olacağı, hangi sosyal güvenlikten yararlanacağı gibi vergi ve maliye konuları da iyi bilinmelidir.
4-Kendisini esnaf veya işadamı olarak gören vergi mükellefi olan işyeri sahibi grafiker de gerek müşterileriyle olan fiyatlandırma ve tahsilat sorunları nedeniyle, gerekse devletle olan vergi meseleleri nedeniyle hem hukuksal hem ekonomik sorunlar yaşamaktadır.
Mesela; tasarım olarak yaptığı işe tasarım faturası kesince masraf gösteremediği için daha yüksek gelir vergisi ödemektedir. Fikir ve sanat yaratıcılığı ile ilgili vergilendirmeyi muhasebeciler bile bilmemekte, çoğunlukla grafikerleri yanlış yönlendirmektedir. Bu gibi konularda Vergi hukukunu ve mevzuatını çok iyi bilmek lazımdır.
5-Meslekteki kariyer hiyerarşisi bakımından ister sanat yönetmeni, ister grafik tasarımcı, ister web tasarımcı, ister illüstratör, ister uygulamacı grafiker, ister yardımcı grafiker, ister bilgisayar operatörü olsun;
Tüm grafik çalışanları işsizlik, düşük ücrete çalıştırılma, köle muamelesi görme, meslek onur ve haysiyetine aykırı biçimde çağdışı baskı ve tehditlere muhatap kalarak çalışma, mesleğini yaparken mesleği ile ilgili olmayan angaryaları da yapma mecburiyetinde bırakılma gibi maddi ve manevi haklarının gasp ve tecavüzü ile karşı karşıyadır. Bu gibi konularda yasal hakları iyi bilmek lazımdır.
4- Grafiker ve Hukuk;
İster sanatçı, ister zanaatçı, ister işçi, ister patron, isterse esnaf olsun;
Tüm grafikerlerin her türlü sanat ve fikir hakkı, çalışma ve sosyal güvenlik hakkı, serbest çalışma ve ticaret hakkı, serbest rekabet hakkı, fikir ve sanat erbabı olarak vergi indirimi hakkı, mesleki eğitim ve gelişim hakkı, KISACA HER TÜRLÜ maddi ve manevi hakları bilinmemekte, kullanılmamakta veya çiğnenmektedir.
Bir grafiker, adı üstünde grafikerdir; hukukçu değildir, avukat değildir, muhasebeci değildir, mali müşavir değildir.
Yukarıda sayılan kanunları, yönetmelikleri, mevzuatları bilemez. Ne kadar kültürlü olursa olsun, ne kadar eğitimli olursa olsun, grafikerin HUKUK BİLGİSİ SINIRLIDIR.
Ayrıca ne yazık ki, bu EKONOMİ ve HUKUK bilgileri grafik eğitimi veren okullarda okutulmamaktadır.
Grafikerler;
Hukuktan anladıklarını iddia edip hukukçu olmayan kişilerin peşinden gitmemelidirler. Hukukçu olmayanlar; dün meslek birliği çok kolay kurulur derler, bu gün meslek birliği kurulamaz derler. Yarın ise bölünün, parçalanın herkes kafasına göre örgütlensin derler.
Grafikerin kılavuzu karga olmamalıdır.
Grafikerin kılavuzu; hukuk ve hukukçu olmalıdır. Grafikerler haklarını HUKUK ÇERÇEVESİNDE aramalı, mücadelelerini YASA ve HUKUK işleri uzmanı olan AVUKATLAR desteği ile yapmalıdır.
Tüm Grafikerlerin acilen PROFESYONEL HUKUK DESTEĞİNE ve AVUKAT YARDIMINA ihtiyacı vardır.
Grafikerlerin sorunları AVUKATSIZ ÇÖZÜLMEZ.
Tüm Grafikerler Dayanışma Derneği; AVUKAT olmadan kurulursa sokağa terkedilmiş savunmasız bebeğe benzer. Saldırılardan korunması, yaşaması ve gelişmesi, tesadüflere ve şansa bağlı olur.
Grafikerler meslek ilke ve sınırlarını YASALAR İLE TESPİT EDİP, bu ilke ve sınırları HUKUK YOLUYLA KORUMAK zorundadırlar.
Bunu hem dışarıdaki hak ihlal edicilere karşı, hem de içlerindeki mesleği bozan meslektaşlarına karşı yapmak zorundadırlar.
Yoksa grafikerlik mesleği şimdiki gibi yerlerde sürünmekten kurtulamaz.
5-Grafik Tasarım Mesleğinin ve Grafikerliğin 10 maddede tanımı;
1)-Bir hizmeti veya bir düşünceyi yaymak, benimsetmek veya bir ürünü tanıtmak ya da sattırmak için kullanılacak tüm sabit veya hareketli görsel kompozisyonların hazırlandığı,
2)- Kompozisyonda; metin, yazı (tipografi), resim, desen, çizgi ve fotoğraf düzenlemelerin yapılıp renklerinin ayarlandığı,
3)- Çalışmanın baskı (CMYK) veya görüntü (RGB) olarak, ya da çeşitli basım, sunum ve iletişim tekniklerine uygun hale getirildiği,
4)-İletişim meslek alanı ile güzel sanatlar meslek alanı arasında çok özel bir yere ve konuma sahip olan;
5)-Güzel sanatların temel kurallarının, tasarım-iletişim teknolojileri prensipleriyle birleştirildiği,
6)-Mesajın kestirme ve sembolik anlatımlarla etkili ve akılda kalıcı tarzda veya iz bırakıcı şekilde görsel anlatım biçimine dönüştürüldüğü;
7)-Daha çok reklam, tanıtım, basım-yayın ve iletişim sektörünün içindeki mecra ve medyalarda faaliyet gösteren,
8)-Dünyada; Trade Art (Ticari Sanat) olarak da ifade edilen;
Gelişmiş toplumlarda sanayi, endüstri, ticaret, turizm, eğitim, sağlık ve kültür gibi hemen hemen her sektör tarafından ihtiyaç duyulan,
9)- Sinema, çizgi film, karikatür, resim, fotoğraf ve hüsn-ü hat (güzel yazı-Calligraphy) sanatlarıyla bazen iç içe bazen yan yana olan ve; Temelini kültür, bilim ve sanatın evrensel kurallarından alan sanata “Grafik Tasarım” sanatı…
10)-Bu tasarım sanatının teorik ve pratik eğitimini alıp meslek olarak yapan kişilere Almanca “Grafiker”, İngilizce “Graphic Designer”, Türkçe “Grafik Tasarımcı” denir. Almancadaki halinin daha kısa olması ve eskiden dilimize aynen yerleşmiş olması nedeniyle Türkçede grafiker olarak da sıkça kullanılır.
İLAVE AÇIKLAMA;
Grafiker kelimesinin Türkçede kullanılmasının istismar edilmesi neticesi oluşmuş olan;
Tasarım bilmeyene “grafiker”, tasarım bilene “tasarımcı grafiker” denir, ifadesindeki uydurma tanımın bilimsel değeri yoktur.
Asıl olan tasarım’dır, sanatı adı Grafik Tasarım’dır. Grafik ve Tasarım olarak iki ayrı kelimeden oluşmuş fakat ayrılmaz bir bütünlüğe sahip birleşik bir kelimedir. Kelimelerden birini yani Tasarım kısmını yok saymak “mesleğin tanımı üzerinde tahrifat yapmak” ve kamuoyunu yanıltmak, toplum üzerinde telafisi mümkün olmayan zararlar yaratmak kabahatini oluşturur.
Ayrıca tasarım bilmeyene grafiker denmesi bilim, sanat ve meslek kurallarına aykırıdır. Yukarıdaki 10 maddeyi inkar ve red anlamını taşır, meslek kuralı ihlalidir ve suç kabul edilmelidir.
Mesleğin tanımı üzerinde tahrifat yapan, mesleğin kurallarını red ve inkar eden kişiler o mesleğin icaplarına uymuyor demektir. Bu kişilerin ya o mesleği yapmaya hakları, yetkileri, yeterlilikleri veya donanımları yoktur, ya da kendilerine göre kural koydukları meslek başka bir meslektir, o mesleğe de grafikerlik veya grafik tasarımcılık denmez.
O mesleğin adı ya grafik operatörlüğü veya bilgisayar operatörlüğü ya da yardımcı grafikerlik olmalıdır.
(Bu 10 MADDEDE GRAFİKER TANIMI; devletin resmi makamlarına sunulmak ve devletin kabul etmesi amacıyla Faruk Çağla tarafından 2007 yılında yazılmıştır. 2009 yılında bazı ilavelerle son şeklini almıştır. Yazarın izni olmadan üzerinde değişiklik yapılamaz. Başkasının imzasıyla yayınlanamaz. Yetkili makamlar tarafından kabul edildiği takdirde kamunun ve tüm grafikerlerin anonim malı sayılır.)
6-Haydi TGDD’ye!
Değerli grafikerler;
Web sitemiz tgdd.org webde yerini almıştır. Facebook’taki Tüm Grafikerler Dayanışma Derneği grubumuz Web Sitemizin ve Derneğimizin temelini oluşturmuştur.
TGDD (Tüm Grafikerler Dayanışma Derneği) 17 Mayıs 2012 tarihinde yasal olarak valilik emriyle Tüzüğümüzün 5253 sayılı Dernekler Kanununa uygunluğunun İl Dernekler Müdürü Sn.Eyüp Dursun ERGÜR onayı ile resmen kurulmuştur.
TÜM GRAFİKERLERE HAYIRLI OLSUN!
Tüm grafikerler, grafik sektöründen ekmek yiyen; sanatçı veya zanaatçı, alaylı veya mektepli, usta veya çırak TÜM GRAFİKERLER BİR ÇATI ALTINDA TOPLANMALI, DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALIDIRLAR.
Tasarımcı olmayanlara da Tasarım Eğitimi verilmelidir, bunu kabul etmeyenler grafik operatörü veya yardımcı grafiker statüsü ile yine üyemiz olmalıdır, çünkü onlara da grafik tasarım sürecinde ihtiyaç vardır.
Bir doktor; hemşire veya hastabakıcı ya da röntgen teknisyeni veya laborant olmadan mesleğini icra edemeyeceği gibi; grafikerlik de yaratıcı-tasarımcı veya uygulayıcı grafik personeliyle bir bütündür. Bu günün uygulamacı grafikerinin yarın yaratıcı grafiker olmayacağı kim iddia edebilir?
Kötü niyetli kişiler bu ekibi dağıtıp parçalıyorlar, grafikeri güçsüz ve kolay lokma haline getiriyorlar. Grafikerlikte uzmanlaşmayı yok edip, herkesin her işi yapmasını istiyorlar, bir kişiden üç kişinin yapabileceği şeyleri bekliyorlar.
Gözünüzü açın!
Grafik Tasarım BİR EKİP İŞİDİR.
MESLEĞİMİZ BÖYLE YÜCELİR, YÜKSELİR!
SİZLERİ SİTEMİZE, tgdd.org’a ÜYE OLMAYA, GÖRÜŞLERİNİZİ, ÖNERİLERİNİZİ YAZMAYA, TARTIŞMAYA, KATILIMCI OLMAYA, PAYLAŞMAYA ve MESLEKTAŞLARINIZLA DAYANIŞMAYA DAVET EDİYORUM!
Sizi DERNEĞİNİZE, sizi TGDD’ye davet ediyorum!
Büyük davalar kişilerin ömürleriyle ölçülemeyecek kadar büyüktür ve iddia ediyorum ki, 35 yılı aşan meslek hayatımda ve gezdiğim yaşadığım 5 yabancı ülkede gördüğüm kadarıyla GRAFİKERLİK MESLEĞİ SADECE TÜRKİYE’de bu KADAR UCUZ, SAHİPSİZ ve İÇLER ACISI BİR DURUMDADIR.
BUNA SON VERMEK, DAHA İYİ ŞARTLARA KAVUŞMAK ELİNİZDEDİR.
SİZ ne kadar GÜÇSÜZ OLURSANIZ OLUN MOUSUNUZ, KLAVYENİZ, MONİTÖRÜNÜZ ve İNTERNETİNİZ VARDIR. Bunları kullanmayı bilmeyenler SİZDEN GÜÇSÜZDÜR !
Bu gün size İNTERNETTEN ULAŞIYORUM !
Siz grafikçisiniz, iletişimcisiniz. Atatürk ve mübarek arkadaşları İstiklal Savaşını TELGRAFLA kazanmışlardır. TELGRAF; nokta ve çizgiden oluşan MORS alfabesidir ve CHAT gibi , MSN Messenger gibi, SKYPE gibi anında İLETİŞİM demektir.
DİJİTAL teknoloji olan COMPUTER ve İNTERNETE de DİJİTAL (SAYISAL) denmesinin sebebi de sıfır (0) ve bir (1) sayılarının değişik bileşenler halinde dizilmesidir. Yani (00=A harfi, 01=B harfi 110= L harfi ve yine00=A harfi ise bunları sayısal olarak karşı merkeze 00 01 110 00 şeklinde yollayıp da ABLA sözünü yazan teknoloji DİJİTAL TEKNOLOJİdir.
Yani Atatürk, eskiden bu günün CHAT TEKNOLOJISI olan MORS alfabesi ile telgraf metodu ile MODERN HABERLEŞMEYİ kullanmıştır. O zamanki OSMANLI DEVLETİNDE iyi olan şeylerden biri de bu telgraf ağlarıydı.
Sizin de elinizde İNTERNET AĞI VAR ve GÜÇLÜSÜNÜZ !
GRAFİKERLER!
SİZ, BU İLETİŞİM GÜCÜNÜZÜN FARKINA VARIN.
AFİŞ YAPAN, BROŞÜR YAPAN SİZSİNİZ, WEB SAYFASI YAPAN SİZSİNİZ, BANNER YAPAN, TABELA YAPAN, BİLL-BOARD YAPAN, FOTOĞRAF ÇEKEN, YAZI YAZAN, FİKRİ ve DÜŞÜNCEYİ İLETEN SİZSİNİZ.
SİZ REKLAMCI ve İLETİŞİMCİSİNİZ.
BU GÜCÜ KULLANIN. !!! YOKSA SİZİ KULLANIYORLAR.
BU MANİFESTOYU HERYERE, HERKESE YOLLAYIN.
Gücünüzü birleştirin. Tek çomak çabuk kırılır, unutmayın.
Haksızlığa karşı destek olmak ve destek almak isteyen buraya gelsin.
Sizi Tüm Grafikerler Dayanışma Derneği çatısı altında dayanışmaya ve tgdd.org’a davet ediyorum.
Saygılarımla.
Faruk Çağla
Görsel İletişim Tasarımcısı
Haziran 2009