Alaylı da olsanız, mektepli de olsanız; kesinlikle çok iyi bir ustanın yanında 6 ay çıraklık, 2 yıl kalfalık dönemi geçirdikten sonra ancak usta ile kafa arasında bir yerde olursunuz. Benim tüm yazılarımı okuyanlar bunu böyle dediğimi bilir. Okumayan kişilerden ise haftada en az 1-2 adet böyle sorular veya mailler geliyor. Onlara da; “her şeye rağmen hâlâ en garantili öğrenme yolu, usta çırak ilişkisi ve geleneksel lonca sistemidir” diyorum.
Okul teori veriyor, tasarımcı nosyonu ve tasarım kültürü, zevki veriyor, okul bitiren 3 yılda usta tasarımcı oluyorsa (bir ustanın rehberliğinde, bir ustaya çıraklık yaparak), okul bitirmeyen 4 yılda usta oluyor, ama bazen kişinin yeteneğine veya azmine göre bu tersi de olabiliyor.
İstisnalar her zaman vardır.4 yıllık grafik okulu bitirenden bazen hiç tasarımcı çıkmıyor.
İyi bir usta, tasarımcı olacak kişiyi bir iki deneme ile hemen anlar ve yanına alır veya almaz. Bu nedenle bir ön eleme şarttır ama bu günkü güz. sanatlara hazırlık veya genel yetenek sınavları gibi değil. O sınavlar grafiker sınavı değil, ressamlık sınavlarıdır.
Yazılarımı okuyanlar bilir; turizm sektöründe 4 yıl fakülte okuyan da grafiker olursa alaylıdır, ilkokul bitirip grafiker olursa da alaylıdır, tekstil veya seramik bitirse bile güzel sanatlar bitirdi diye hiç bir farkı yoktur yine grafik için alaylıdır.
Hatta en büyük yanılgı; resim bölümü bitirenlerden iyi grafiker çıkar denilmektedir, büyük yanılgıdır. Grafiker; tipo-grafik ve foto-grafik bilmeli, graf denilen baskı’yı bilmelidir. Kumaş baskı ile ofset baskı farklıdır.
O nedenle grafiker, özel grafiker gözüne ve beynine sahip olabildiği an grafiker eline de sahip olmuş olur.O nedenle tasarımı program yapmaz.
Son söz; ister mektepli ol ister alaylı, ister gümüşlü ol ister kalaylı; bana ustanı (hocanı) söyle, sana senin ne olduğunu söyleyeyim!